top of page

Çağdaş Yaşamın Yolu: Kadın



Yaşamın kaynağını hiç düşündünüz mü?  Buna kesin bir cevap yoktur ancak cevap olabilecek kavramlar vardır, kadın gibi. Direnişin, doğumun, yaratılışın, gücün, aydınlanmanın ve mücadelenin en büyük örneğidir kadın. Varoluşundan bu zamana kadar hükümdarın eşi, tarlasının çiftçisi, evinin hanımı, mutfağının aşçısı, sınıfının öğretmeni, ülkesinin ihtiyacı ve daha niceleri gibi saymakla bitmeyen bir cesaret örneği olan kadın yaşamın kendisidir. Bu yaşam da toplumu oluşturur. Toplumsal yaşama katılan her birey toplumu sağlamlaştırır ve ileriye taşır. İlk Türk devletlerinden beri toplumsal yaşama katılan ve söz sahibi olan kadın, varlığıyla yaşama kaynak olmuştur.


Toplumu oluşturan en küçük yapı taşı olan ailenin yetişmesinden en önemli faktör kadındır. Toplumsal yapıyı korumanın yolu ise kadına verilmesi gereken değeri vererek, saygınlığını koruyarak, emeğinin karşılığını vererek, ayrımcılık yapmayarak hakkını teslim etmekten geçer. Kadınına verilmesi gereken değeri vermeyen toplum ise sağlamlaşmamıştır ve bu sebeple toplumu sağlam temele oturmayan bir devlet tarihin tozlu sayfalarına karışmaya mahkumdur.


Ne şanslıyız ki yaşamın kaynağı olan Türk kadınına bazı haklar diğer kadınlardan daha önce verilmiştir. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kadınlarımıza birçok hak tanınmıştır. 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunumuz sayesinde eşit yurttaş olma hakkı yolunda atılan en büyük adımdır. “mirastan eşit yararlanma”, “resmi nikah zorunluluğu”, “evlilikte kadının rızası”, “boşanma ve velayet hakkı”, “mahkemede eşit tanıklık”, “çok evliliğin yasaklanması”, “çalışma hakkı” gibi hayati konular, Cumhuriyet’in adım adım inşa ettiği laik hukuk sisteminin kazanımlarıdır.


Çağdaş bir toplum yaratmak, kadını özgür ve eşit bir birey haline getirmekten geçer. Kadınını toplumun yaşam kaynağı kabul eden bir devlet ilelebet payidar olma yolundadır. 

 

* Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

* Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.

* Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.

 

 
 
 
YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN (4).png
YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN (4).png

İstanbul - Türkiye

Bültenimize Abone Ol

İletişim

bottom of page